SÜTÜN KİMLİĞİNİ KAYBETMESİN!

Söz konusu süt ve süt ürünlerinin tüketimi olduğunda duyduğun, okuduğun pek çok şeyden kafanın karıştığını biliyorum. Gıda sanayisinde süte uygulanan işlemlerin seni korkuttuğunu, doğala olan eğilimin arttığı şu günlerde paketli sütleri hayatından pek çok bireyin çıkardığının da farkındayım. Fakat bilim dünyası bu konuda gidilen yoldan çok daha başka bir yolu gösteriyor! Hadi sütün kimliğine bilim dünyası ne diyor gel birlikte bakalım :)
Süt; içerisindeki kalsiyum ve protein başta olmak üzere 40’dan fazla besin ögesi içeren doğadaki en sağlıklı sıvı besindir. Bununla birlikte çiğ formunun içerisinde pek çok yararlı bakteri ile birlikte patojen bakterileri de bulundurduğundan tüketimi konusunda özverili olmak gerekir.
Sütün kimliğini koruyan işlemler; Pastörizasyon ve UHT! bu iki işlem de gıda maddesi içerisindeki zararlı mikro organizmaları ve bozulma etmenlerini yok etmek amacıyla süte uygulanan ısıl işlemlerdir.
1. Pastörizasyon: Sütün pastörizasyonu 72-80 ̊sıcaklıkta 12-16 sn. kadar kısa süre ısıl işlem uygulaması ile gerçekleşmektedir.
Sütün yapısında bulunan, insan vücudu için zararlı olabilecek mikro organizmaların öldürülmesi, sütün dayanma özelliklerini arttırarak doğal niteliklerinin ve besin değerinin korunması için süte pastörizasyon işlemi uygulanmaktadır. Pastörize sütte hastalık yapan etmenler tamamen, diğer etmenler de büyük çoğunlukla ortadan kaldırılır.
Günlük süt olarak da adlandırılan pastörize sütler buzdolabında muhafaza edilmeli ve 2 gün içerisinde tüketilmelidir.
2. UHT: Sütün özel bir teknolojik sistemle 135-150 ̊ sıcaklıkta 2-4 saniye kadar ısıl işleme tabii tutulması ile gerçekleşmektedir.
Pastörizasyondan farklı olarak çok kısa sürede yüksek sıcaklık ile işleme tabii tutulan sütün içerisindeki hastalık yapan etmenler ve diğer bütün risk taşıyan faktörler tamamen ortadan kaldırılır. Bu tamamen ortadan kaldırılmaya bağlı olarak da sütün raf ömrü uzar.
UHT sütlerin market raflarında ki ömrü 6 aya kadar sürmektedir.
Her iki işlemde de sütün besin değerinde önemli bir kayıp olmamakla beraber B grubu vitaminlerde %10, C vitamininde ise %20-25 kayıp meydana gelebilmektedir. Kalsiyum ve protein içeriğinde ise hiçbir şekilde önemli kayıplar meydana gelmemektedir!
İnsan sağlığına hiçbir şekilde zararı olmayan bu iki işlemde de süt, kimliği olan besin değerini korur.
Sütün kimliğini bozanlar; kaynatma!
Çiğ süt kaynamaya başladıktan en az 10-15 dakika sonra mikrobiyolojik açıdan güvenilir hale gelir. Kaynatma ve bekleme süresi göz önüne alındığında geçen zamanda ise oldukça fazla miktarda besin kaybı görülür. Kontrollü ısı ile kısa sürede yapılamayan bu yöntemde sütün başta B grubu vitaminleri olmak üzere C vitamini, folik asit ve kalsiyum içeriği büyük oranda azalır. Oldukça yüksek vitamin ve mineral kayıpları ile birlikte süt doğadaki en sağlıklı besin özelliğini kaybeder.
Gördüğün gibi korktuğun işlemler sağlığını korurken, güvendiğin işlemler ile sağlığını riske atıyorsun! Üstelik bunu yaparken kaliteli besin içeriğinden de mahrum kalıyorsun. Senin ve sevdiklerinin sağlığı için geliştirilmiş teknolojilerden korkma. İyi araştırmayı ve uzmanına danışmayı unutma.
#jetfitdiyetisyen ‘in olarak sana son sözüm; Beslenmen sütsüz, sütün kimliksiz olmasın! Sağlıklı ve formda günler dilerim…