MİGRENE BESLENMEYLE ÇÖZÜM!

Sen de sık sık migren atakları geçirenlerden isen bu haftaki konu tam sana göre! Çoğu kişinin korkulu rüyası haline gelmiş olan migren ataklarını tetikleyen etkenler neler? Bu atakların şiddetini ve sıklığını azaltmak mümkün mü? Bu ve daha fazla sorularının cevapları için okumaya devam et :)

Migren tetikleyicileri, birçok faktörden oluşabilir. Ayrıca kişiden kişiye göre de bu tetikleyiciler farklılık gösterebiliyor. 

Pek, en çok bilinen tetikleyiciler neler?
Kafein: Normal tüketim sınırlarını aşarak yüksek doz kafein tüketimi migren ataklarını tetikleyebiliyor!
Amin içeren bileşenler: Beyine giden kan akışını azaltabileceğinden migren ataklarına sebep olabiliyor. Bu bileşenlerden tiramin peynir, şarap ve turunçgil gibi besinlerde bulunurken, Feniletilamin ise çikolata ve alkolde bulunmaktadır.

Nitrat-nitrit: Salam, sucuk, sosis veya tütsülenmiş etlerde bulunabilen bu maddeler vücutta nitrik okside dönüşerek kan damarlarının genişlemesine ve şiddetli baş ağrılarına sebep olan migren ataklarının oluşmasına sebep olabilmektedir.

Düşük kan şekeri: Ani kan şekerinin düşmesiyle beraber kan akışı beyinde artış göstermeye başlar. Bununla beraber sinir dokusu daha hassas hale gelir, kan damarlarını genişleterek migren atağını tetikleyebilir.

Diğer Etkenler; Işığında çok parlak olması, yoğun seyahatler, stres, ağır kokular ve aşırı yorgunluk gibi faktörler de migreni tetikleyen faktörler arasında yer almaktadır.
Migren ataklarını en hafife indirmek için öncelikle tetikleyicileri keşfetmen gerekiyor! Bunun için atağın olmadığı bir gün içerisinde belirli tetikleyicileri deneyerek 24 saat içerisinde kendini gözlemlemelisin. 24 saat içerisinde tetikleyicinin etkisiyle atak kendini göstermeye başlıyor. Bu konuda bazı araştırmalara göre de ataktan 24 saat öncesinde, kişi migren tetikleyici besine dair bir anda yeme isteği duyabiliyor. Vücudunda en küçük işaretleri izleyerek bu tetikleyicileri bulup atakların azalmasını sağlayabilirsin.

Bu atakların sıklığını ve şiddetini nelerle azaltabilirsin?
Su: Vücudunu fazlasıyla susuz bırakman da migreni tetikleyen faktörlerden bir tanesi olduğunu biliyor muydun! Bu yüzden günde 2-3 litre su tüketimini sağlayarak migren ataklarını azaltabilirsin.

Omega 3: 2009 yılında yapılan çalışmaya göre Omega 3 takviyesi kişilerin migren sıklığını azaltmaya yardımcı oluyor. Ayrıca National Headache Foundation’da yapılan açıklamaya göre de Omega 3 takviyesi migren ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmada yardımcı bir besin takviyesi!

Riboflavin: Araştırmalara göre riboflavinin (B2 vitamini) vücuttaki fliavin mononükleotid (FMN) ve flavin adenin dinükleotid formları oksidasyonu azaltıcı etki göstererek migren ataklarının sıklığını ve şiddetini azaltmaya yardımcı oluyor.

Homosistein: Çalışmalar kanda yüksek homosistein bulunmasının migren ataklarını tetikleyebileceğini söylemektedir. Özellikle B6 vitamini, folik asit ve B12 vitaminlerinin eksikliği kandaki homosistein seviyesinin artışına sebep olmaktadır. 2014 yılında yapılan çalışmada, bu üç vitaminin eksikliği, homosistein seviyesinin artışına bağlı olarak migren ataklarını tetikleyebileceği gösterilmiştir. Bu yüzden hemen bir kan tahlili yaptırarak bu vitaminlerin seviyelerine baktırıp, besinlerle veya takviye olarak alıp kandaki seviyelerini olması gereken aralıklara getirmen gerekli!

Magnezyum: Yapılan araştırmalarda sık sık migren atakları olan kişilerin büyük bir oranında magnezyum eksikliği olduğu saptanmıştır. Bu kişilere magnezyum takviyesi yapılmasıyla beraber de migren ataklarının sıklığı ve etkilerinin azaldığı görülmektedir.

Probiyotik: Yapılan araştırmalara göre gastroistestinal problemleri olan kişilerde migren görülme sıklığı daha fazla! Bu yüzden de intestinal mikrobiyotanın düzeltilmesinin migren ataklarını hafifleteceği düşünülüyor! 2015 yılında Benefical Microbes ‘te ve 2013 yılında Gut Pathogens ‘te yayınlanan çalışmalara göre migreni olan kişilerde probiyotik takviyesiyle intestinal floranın düzenlenmesi, geçirgenliğin artmasıyla beraber migren sıklık ve şiddetini azaltmaya yardımcı oluyor!